Pazar, Kasım 26, 2006

Videolar ve Klipler

Mohikan Marşı ile FBTV’ den Fenerbahçe’nin 4-0 ‘lık Galatasaray maçı klipi iddia ediyorum seyrederken tüyleriniz ürperecek… İNDİR (42MB)
Antu.com’dan altugg'a teşekkürler

Çocuklar İnanın ile FBTV’ den Fenerbahçe’nin 4–0 ‘lık Galatasaray maçı Klipi Fenerbahçeli olmaktan gurur duyacaksınız… İNDİR(50MB)
Antu.com’dan warfalcon’a teşekkürler

Tuncay’ın Ali Sami Yen’de Bir Baba Hindisi… İNDİR(4MB)
Antu.com’dan skiptomylou’a teşekkürler

Gs maçı öncesi hazırlanmış G.Saray'a attığımız gollerden oluşan bir klip (50Mb)
Samsunspor - Fenerbahce (Mihriban) Samsunspor deplasmanindan güzel görüntüler (9Mb)

Fenerbahçe Stadi: Dünden Bugüne (Belgesel) Fenerbahce Stadinin tarihini anlatan kisa bir belgesel (21Mb)

FBTV den 6-0 Klibi: fbtv6skilp.mpg (28 MB)

19.07 Dünya Fenerbahçeliler Günü Flash Animasyonu: 19.07 Dünya Fenerbahçeliler Günü Flash Animasyonu(2.7 MB)

Antu.com 2004-2005 Şampiyonluk Sezonu Flash Animasyonu: antu_flash2005.zip(1.6 MB)

FBTV den pvh klibi: fbtvpvha.mpg (38 MB)

LigTV den Sampiyonluk Klibi: maratonsampiyonklip.mpg(24 MB)

Piere Van Hooijdonk Klibi: Pierrevanhooijdonk.mpg (70 MB)

LigTV'nin hazırladığı Alex De Souza Klibi: alexlefutboldersi.mpg(30 MB)

Rap Rap Rapaiç Klibi: rapraprapaic_klibi.wmv (25 MB)

FBTV den 2005 Yılı ikinci yarida atilan tüm goller: 2yaritumgoller.mpg(66 MB)

FBTV den 1907 Klibi: fbtv1907klip.mpg (7 MB)

Galatasaraylı arkadaşlarımıza bizden bir hediye olsun diye hazırlanan Avrupa Fatihi Şampiyonluk klibini…İNDİR


Biz Fenerbahçelilerin en çok ihtiyacı olan şey ne biliyor musunuz? Seyretmek için… İNDİR


2005-2006 Yılının GERÇEK Şampiyonunu seyretmek için… İNDİR


Mohikan Marşı ile FBTV’ den Fenerbahçe’nin 4-0 ‘lık Galatasaray maçı klipi iddia ediyorum seyrederken tüyleriniz ürperecek… İNDİR (42MB)
Antu.com’dan altugg’a teşekkürler


Çocuklar İnanın ile FBTV’ den Fenerbahçe’nin 4–0 ‘lık Galatasaray maçı Klipi Fenerbahçeli olmaktan gurur duyacaksınız… İNDİR(50MB)
Antu.com’dan warfalcon’a teşekkürler


Tuncay’dan Ali Sami Yen’de Bir Baba Hindi Görüntü… İNDİR(4MB)

FBTV`de yayınlanan ve büyük yankı uyandıran "Gündem" programı, özellikle Hakem camiası ve Haluk Ulusoy federasyonu hakkında birçok noktaya temas etmiş, yapılan yanlı ve haksız eylemleri ekrana taşımıştı. Büyük yankı uyandıran programı, çeşitli nedenlerden dolayı izleyemeyen taraftarlarımız için yayınlıyoruz.

Klibi indirmek için tıklayın (Sağ klik, Hedefi farklı kaydet - Save target as)

http://www.antu.com/

Mp3 Fenerbahçe Marşları ve Şarkıları


FB Marşı (1907 Derneği) - Fahir Atakoğlu

FB Marşı (Orijinal) - Nesrin Sipahi

Fenerbahçe Stad Mix - DJ Selçuk

FB Marşı (Rmx) - Ercan Saatçi

Fenerbahçe I Love You - Cenk&Erdem

FB Marşı (Rmx 2001) - Hande Yener

1907 Marsi - Ercan Saatçi

1907 Marşı (Rmx) - Ercan Saatçi

Fenerim Doğdu

Sarı Mavi - Ercan Saatçi

Futbolun Efendisi - Reyhan Karaca

Fenerbahçe Bayramı - Eda & Metin Özülkü

Seninle Olmak Var ya - Eda & Metin Özülkü

Fenerbahçe Cumhuriyeti - Ercan Saatçi

Şampiyon Fenerbahçe - Ercan Saatçi

Göklerde Bayraklar - Grup Düş / Ercan Saatçi

Efsane Dönüyor (Kasap) - Emirkan

Eller Havaya - Ercan Saatçi

Başkanın Fermanı - Şampiyon Fener

Fenerim Geliyor Deli Dolu - Şampiyon Fener

Şampiyonsun Fenerbahçem - Şampiyon Fener

Haydi Şimdi Eller Havaya - Şampiyon Fener

Şampiyon Fener Şampiyon - Şampiyon Fener

Fenerbahçe Mix - DJ Selçuk

Muazzez Ersoy - Samanyolu

Fenermix - Promedya

2000-2001 Şampiyonluk Mix

Ceddin Deden (Remix) - Ottoman Military Prj

10. Yıl Marşı (Remix)

Bir Gol Daha - M. Ali Erbil & R. El Roman

Türkiye - Destan

Herşeyimizsin - Emirkan

Holigan - Athena

Samanyolu - Berkant

Kızıldereli - Warchant Marşı

Tam Zamanı Şimdi - Athena

Umurumda Değil - Muazzez Abacı

Bu Gece Barda Gönlüm Hovarda

12 Dev Adam - Athena

12 Dev Adam (Remix) - Athena

Dj FH - Are You Ready-Fenerbahçe Mix

Dj FH - Brazil-Fenerbahçe Mix

Brazil - Vengaboys - Orijinal

Mohikan Marsi









Trabzon maçı denilince...


Sen Fenerbahçeli futbolcu kardeşim…

Samandıra’dan yola çıktığında sesimi duyacaksın önce
Yüreğimi koyacağım sesimin üstüne
Sana nasıl inandığımı söyleyeceğim
Sana nasıl güvendiğimi
Sen seçilmişsin diyeceğim
Bu kirliliği yıkmak için

Yol boyunca beni düşüneceksin
Sonra hayatını ve kariyerini

Soyunma odasında formanı eline aldığında
Seni uğurlayan bizleri göreceksin
Gözyaşlarıyla kanlarıyla sana destek olanları
Kramponlarında binlerce yürek çarpıyor olacak
Çocuklar inanın, inanın çocuklar diye haykıran

Isınmak için sahaya çıktığında
Hiç bir şeyi duymayacaksın
Sadece artık hazırım diyeceksin
Bütün bu kirliliği bitirmeye
Gözlerinde sevdanın ateşi olacak
Şimşekler çakacak

Maça çıkmak için yürürken
Fenerbahçeli olmanın
Onurunu gururunu taşıyacaksın
İlk önce duruşunla ezeceksin
Bu kirli dünyayı

Gözlerine bakmaya korkacaklar
Formanın ışığından korkacaklar
Senin adını söylemekten korkacaklar

Maç başlayacak
Öyle bir vuracaksın ki topa
Fenerbahçe’ye küfredenlere cevap olacak
Öyle bir saldıracaksın ki topa
Fenerbahçelinin intikamı olacak
Öyle bir koşacaksın ki topa
Fenerbahçeli Analar seni kucaklayacak
Öyle bir basacaksın ki topa
Fenerbahçeli Şehitler seni alkışlayacak
Öyle bir futbol oynayacaksın ki
Bu ülkede ki şerefli adamlar haricinde kimse konuşmayacak
Öyle bir galibiyet alacaksın ki
Binlerce Fenerbahçeli sana tapacak

Kasırga olun, Tayfun olun, Boran olun saldırın akın akın…

Biz Fenerbahçeliyiz, io disprezzo Palermo!... (Seni Küçümsüyorum Palermo!...)


Sözüm sanadır,
Fenerbahçe’den başka hiçbir şeye boyun eğmeyenlere…

Bizi yıkmaz mağlubiyetler, kötü futbol veya diğerleri
İşte inceden bir şeyler bazen içimizi sızlatır o kadar

Namluya sürdük Fenerbahçeliliğimizi
İlk asrında son çağrımızdır
Haydi gelin durun yanımızda

Biz Fenerbahçeli doğmuşuz
Biz Fenerbahçeli yaşadık
Bizim her şeyimiz Fenerbahçe

Açık açık yüreğimizdir
Fenerbahçe,
Bizim özgürlüğümüzdür
Fenerbahçe,
Bizi diğerlerinden ayrı kılandır
Fenerbahçe,

İnanan sevdalanan insanların
Her şeyiyle kendini adayanların
Tek dayanak noktası
Çağın vebası her zaman dilenenlere, her şeye ağlayanlara inat
Direnmeyi görürsünüz onda gururu en temizinden
Başkaldırmayı, isyanı…
Yaşarsınız doya doya diğerlerinden farklı olmayı
En acılı gününüz de,
En umutsuz anlarınız da haykırdığınız tek değerdir
Fenerbahçe

Ya Fenerbahçe ya sarı lacivert kefen
Çıkışı yoktur bunun bizim gibiler için
Beğenmeme lüksünüz yoktur
O Fenerbahçe’dir iyisiyle, kötüsüyle
Acısıyla, tatlısıyla

Ve diğerleri bilirler ki,
Biz onlarca değiliz binlerceyiz
Eğmeyin başınızı üç beşe
Biz buradayız…

Bırakın sevdanızla kavgayı,
Yaşadığınız onun sevdasına yanmak olsun
Doya doya yaşayın sevdanızı çünkü,
Bize sadece Fenerbahçe yeter…

Bazen yansa da yüreğimiz
Bir yumruk yerleşse de boğazımıza,
Söyleyecek söz bulamasak da,
Eğmeyin başınızı,
Dik durun Fenerbahçeli gibi
Haykırın defalarca “Fenerbahçe Sen Çok Yaşa…”

Fenerbahçeli olmanın onurunu taşıyın ömür boyu…

Ben Fenerbahçeli doğdum,
Fenerbahçeli öldüm diye…


Şimdi gel Palermo gel,

Seni küçümsüyorum hem de küçümseyebildiğimce…
Sen de öğreneceksin bu küçümsenmeyi,
Bir Fenerbahçeli’nin Fenerbahçe’sini nasıl sevdiğini
Sen de anlayacaksın Fenerbahçe’nin ne olduğunu
Ve Fenerbahçe kelimesinin anlam taşıdığını,

Herkes bilsin,
Ne şiir,
Ne yazı,
Ne de şarkılar,

Asıl ölürken dudaklarımızdaki, sarı lacivert tebessümdür diğerlerini yıkacak olan…
Ve bu inançtır bizleri Fenerbahçeli yapan

Cumartesi, Kasım 25, 2006

Yalan Söyleyen Tarih Utansın... (1)

Gun agirmaya baslamisti bogazin uzerine... Yuzbasi butun gece okudugu kitaptan basini kaldirdi cadirin girisinden bogaza dogru bakti bir yil onceki dusman taarruzunu dusundu. Olenleri onlarin geridi biraktiklarini... Yillar sonra bile anlatilacak olan inanilmaz olaylari bir daha yasadi.

“En on saftakilerin siperlerden hucuma kalkiyorlardi, onlar hucumdayken siperde bekleyenler bes dakika sonra oleceklerini bile bile husu icinde bekliyorlar bilenleri Kuran okuyorlar ve bilmeyenleri dua ediyorlardi. Hucum edenler sehit olunca siperdekiler cikarak hucuma tekrar devam ediyorlardi...” hatirladi.

Uzaklardan duyulan topcu atesleri arasinda cephenin kan ve barut kokusunu tekrar duydu... O vatanseverlik atesi birden butun benligini sardi ve damarlarinda akti. Yine olsa yine ayni seyi yapacaklardi. Basarili olamamamisti dusman simdi yeni cephelerde yeni kuvvet toplamak pesindeydiler... Biliyordu ki yine basaramayacaklardi.

Esi Zehra ne yapiyordu su anda acaba bir hafta once gelen son mektubunda kizi Leyla’nin konusmaya basladigini yazmisti. Dogdugundan beri gormemisti Leyla’yi...Kimbilir nasil seker bir seydi. Zehra her mektubunda sana cok benziyor diyordu ama babalik iste merak ediyordu...

İceri giren yedek subayin topuk selami ile birden daldigi derin dusuncelerden siyrildi.
- Yedek subay Arif! Musadeniz var mi Kumandanim?
- Buyrun Arif Bey?
- Bir maruzatim vardi kumandanim ...
- Nedir?
- İzniniz olursa iki gunlugune İstanbul’a gidip gelecektim.
- Hayirdir?
- Kumandanim malumunuz Galatasaray kulubuyle macimiz var ve ben olmazsam takim sahaya cikamaz ve mac oynanamaz.

Yuzbasi; boyu normalden biraz uzunca, kisa kesili saclari, kaytan biyiklari, goz cukurlari cokuk, elmacik kemikleri cikik, yuvarlak yuzlu ve cenesinin saginda bir beni olan bu atletik yapidaki gencecik yedek subayinin yuzune bakti. Cok iyi Fransizca bilen ve yuksek muhendislik egitimi almis olan Arif sessiz ve sakin kumandanin verecegi izni bekliyordu.

Futbol Osmanli icin yeni bir oyundu. Oyunu tam bilen Turk oyuncu bulmak ise cok zordu ozellikle kurulan İstanbul liginde azinliklarin kurdugu yabanci takimlara karsi mucadele ediliyordu. Ancak ozel mektepler de okuyan Turk gencleri bu oyuna cok merak salmisti. Bir cig gibi buyuyen sevgi orduya da bulasmisti. Bahriyeliler arasinda cok sevilen bir spordu futbol. Ordudaki rutbesi yuksek kumandanlarin bu spora destek vermesiyle ve son on yilda cok gelismisti. Ozellikle Talat Pasa’nin 1914 yilinda Progres’in ismini degistirerek Altinordu’yu desteklemesi İstanbul’daki aydinlarin ve saltanat dalkavuklarinin en sevdigi spor dali haline sokmustu futbolu...

Nitekim herkes cepheye gonderilirken Altinordu’lu futbolcular askerliklerini İstanbul’da yapiyor cepheye gitmiyorlar cuma gunleri esofmanlarini giyip maclara cikiyorlardi cunku Altinordu bir devlet takimiydi. Ne tuhaftir ki devlet takimi olarak gorulen desteklenen Altinordu’nun karsisinda basarisiz oldugu ezildigi tek takim vardi Fenerbahce... Daha onceden kendisine anlatilan (otomobil) Nuri hikayesi geldi aklina,

“Nuri varlikli bir ailenin cocuguydu ve askere gitmek istememis. Fenerbahce yonetimi ise Nuri’ye “sende herkes gibi dusmanla savasacaksin” demisti. Nuri askerlikten kacamayacagini anlayinca Fenerbahce yonetimini tehdit etmis “Eger biraz daha ustume gelirseniz Altinordu’ya giderim. Ben gidersem bircok kisiyi de beraberimde gotururum” demis. Fenerbahce Baskani Hamit Husnu Bey’de hiddetle masaya yumrugunu vurmus ve ofkelenerek "Haddini bil, Efendi... Fenerbahce'de senin gibi baska bir vatan haini bulamazsin. Cabuk bu kulupten defol.." demisti.

Ne yazik ki o sene ki sampiyon takimdan 6 futbolcu daha Altinordu’ya gecmis... Ve onlar giderken Fenerbahce Kaptani Galip Kulaksizoglu gidenlere “Ne siz, ne de sizlerin pasalari bu kulubu yikamayacak! Sizler ve sizler gibilerin uc kurusluk menfaate egilen karakterleri ile bu kulup yasayacaksa olsun daha iyi. Agabeylerimiz ve bizler, bu kulubu sizin gibi alcaklara payanda olsun diye kurmadik. Haydi simdi gidin ve askerliklerinizi Altinordu'nun golgesinde, saray masalarinda yapin. Bu vatan bizimdir, Altinordu sizin olsun..." demisti.

Aklina birden Arif Beyin iceri girmeden once dusundukleri geldi. İci titredi. Sehit dusen askerlerini, silah arkadaslarini dusundukce Fenerbahce Kaptanin soyledikleri anlami ne kadar buyuyordu “...Haydi simdi gidin ve askerliklerinizi Altinordu'nun golgesinde, saray masalarinda yapin. Bu vatan bizimdir, Altinordu sizin olsun...” . Tekrar bakti genc yedek subayinin yuzune demek Canakkale’de 250.000 sehiti futbol sahasinda temsil etmek bu genc cocuga kaldiydi. O sahada oynadigi oyunla belkide cephede kaldigindan cok daha fazlasini yapacakti...

- Gidebilirsiniz Arif Bey ama pazar gunu vazifenizin basinizda olacaksiniz?
- Sagolun!
Arif Bey yine bir topuk selami vererek sevincle tam cadirin disina cikacakti ki...
- Bir dakika Arif Bey!
Arif Bey geri dondu.
- Bundan sonra lutfen mac ile ilgili izin taleplerinizin Fenerbahce Kulupu tarafindan Umum Kumandanliktan alinmasinin uygun olacagi kanaatindeyim...Size her defasinda izin vermek sizde takdir edersiniz ki benim yetkilerim disindadir.
- Anlasildi efendim dedi ve cadirdan cikti.

Hemen yola cikmasi lazimdi yol yaklasik at sirtinda bir gunden fazla cekiyordu. Arkadaslarina “Allah’a emanet olun” dedi ve cikti yola. Arif Bey tek basina hic durmaksizin yol aliyordu. Canakkale İstanbul arasi aslinda cok tehlikeli olum kokan bir yoldu. Yolu uzerinde, daglara cikmis eskiyalik yapan, yoldan gelip gecenleri soyan ve can alan asker kacaklarina rastlayabilecegi gibi savastan kacmis dusman askeri artiklarinda rastlayabilirdi. Arada bir atini dinlendirmek ve yemek icin mola veriyor sonra devam ediyordu. Mac sabahi papazin cayirinda olacakti. Uykusuz, at ustunde bir yolculuktan sonra ayni gun maca cikacakti. Bir yerde vatani vardi bir yerde Fenerbahcesi...Ve Arif Beyin ikisine olan buyuk sevdasi...

1917 yilinin en uzun gecelerinden biriydi nerdeyse butun gece yol almisti artik sabah olmustu. Kusdilindeki beyaz binayi uzaktan gorunce icini garip bir sevinc kaplamisti. Rakip galatasaraydi. Kaptani Galip agabeyde Kirklareli’nden at sirtinda gelmisti. Kucaklastilar ve o sari lacivert 2 numarali formayi ustune giydi. Maca ciktilar. O gun 3-2 yenildi Fenerbahce...Tarih o gunu 1914-1922 yillari arasinda galatasarayin Fenerbahceye karsi aldigi tek galibiyet olarak yazacakti... Arif Bey ustunden 2 numarali formasini cikardi ve Kumandanina soz verdigi gibi 1917 nin en uzun gecesinde tekrar at sirtinda olume meydan okuyarak dustu yine yollara...

Papazin Cayirindan cepheye, cepheden Papazin Cayirina gidip geliyordu Arif Bey...Uzun yol nedeniyle bazi maclara cikamiyordu. Bu arada 1 nci Dunya Savasi kaybedilmis yurt isgal ediliyordu. Artik Kurtulus Savasi ve Kuva-i Milliye yillari baslamisti.

1919-1920 sezonu Union Clubun sahasinin dusman topcu birlikleri tarafindan isgali ve daha sonra da sahada tetanoz mikrobunun tesbiti yuzunden yarida kalmistir. İste bu ligin Fenerbahce ilk macini Anadoluhisari İdmanyurdu’yla oynanacaktir. Fenerbahce bu sezon artik Altinordu’nun onunde sampiyon olmak istiyordu. Savas yillarinda yuzbasi olan Arif Bey icin Umum Kumandanligindan izin alinmis hersey hazirdir. Mac saati geldigin de savasin en buhranli donemlerinde formasiicin gunlerce at sirtinda giden tulu tehlikeyi goze alan Arif bey yoktu. Kotu haber hemen yayilir Fenerbahce savunmasinin Canakkale gecilmezi, İstihkam Yuzbasi Emirzade Arif Bey Nigde Bor Ovasinda Sehit dusmustur.

Hemen tahta bir sandalye getirildi ve santra cizgisinin basladigi yere kondu. Ustune de Arif Beyin 2 numarali formasi... Elinde Altinordu gibi bir takima giderek askerlikten muaf olmak gibi bir imkani varken Sehit Yuzbasi Arif Bey zor olani vatanseverligi secmis ve cepheden maca mactan cepheye at sirtinda vatan savunmasiyla-Fenerbahce savunmasi arasinda mekik dokumustu. Fenerbahce o gun sahada 10 kisiydi ve Anadoluhisari İdmanyurdu’nu tarihinin en farkli skoruyla 11-1 maglup etti. Mac bitimi butun Fenerbahceliler Arifin formasi onunde durdu ve “Ruhun Sad Olsun Arif” dediler. Ertesi gun Sehit Arif Beyin ruhuna okutulan mevlutta klup binasi gelenleri almadi.

Arif Beyin sehit olusunun Fenerbahceliler uzerinde biraktigi derin yara Fenerbahcenin ve Fenerbahcelinin yuklendigi gorev olmustur. Arif Bey’in sehadetinden tam 1 yil sonra Fenerbahce Kulubu isgal kuvvetleri genel komutani general Harrington tarafindan 70 gun kapatilir. Daha sonra isgal kuvvetleri icin futbolda utanc dolu yillar Fenerbahce icin Turk milletinin onuru ve gururu olma savasi baslar.

İsgal kuvvetleri ile “50 mac yapmis, bunlardan 41 ni kazanip 4 macta berabere kalmis, sadece 5 macta yenilmistir attigi 193 gole karsilik 47 gol yemistir.” Artik Kurtulus Savasinda Fenerbahce sahada da en on saftadir. Anadoluda ki isgale direnisin sembolu İstanbulda Fenerbahce olur... Tipki Kaptan Galip’in dedigi gibi “Bu vatan bizimdir”...

Kaynaklar:
Sehit Arif'in bilgileri 22 websitesi ve 13 kitaptan faydalanilarak teyit edilmistir.
Bazi bolumlerin alintilari;
Yalcin DOGAN-Fenerbahce Cumhuriyeti
Sedat TAYLAN-Biz Fenerbahceliler-1965
Ali Sami ALKİS-Hurriyet Gazetesi-Temmuz-1992
Selahattin Duman-Sabah Gazetesi-Agustos-1996

Yalan Söyleyen Tarih Utansın... (2)

Gecenin karanliginda Dereagzinda kucuk balikci teknesine vuran dalgalarin sesinden baska bir ses duyulmuyordu. Yukledikleri artik son sandikti. Kan ter icinde kalmislardi. Kolay degildi yaptiklari is gece yarisindan beri surekli ozenle tek tek onlarca sandik yuklemislerdi.

- Tamamdir kaptan Allah’a emanet ol!Bizimkilerden kim gorursen selam soyle!...

Nevzat kaptan yakasiz beyaz mintanin uzerindeki mendile terini silerken,

-Aleykum selam bas ustune sizlerde, Allah’a emanet olun...Yolumuz uzun malum “Istiklal Yolu” ( o zamanlarda Inebolu’dan Ankara’ya giden yola halk arasinda “Istiklal Yolu” deniyordu)... Hadi bakalim simdi yola cikma zamani...

Tahta iskeleye ciktilar. Yukunun agirligi nedeniyle kucuk balikci teknesinin kupestelerini dalgalar adeta oksuyordu. Oksamak kelimesi belki de yavan kaliyordu soyle denmeliydi bu vatansever evlatlarina isgal altindaki bir milletin adina tesekkur eder alnindan oper gibi o kupesteye opucukler konduruyordu.

Gun agirmak uzereydi. Iskeleden beyaz badanali iki katli, agaclar arasindaki sevimli sicak ve sevecen binaya dogru yuruduler. Yatmadan once bu yorgunlugun uzerine demli bir cay iceceklerdi. Yuzlerinde gorevlerini yapan insanlara has bir gurur vardi. Odun sobasi uzerine cay suyunu koydular.

.........

Isgal kuvvetlerinin ordu karargahina gelen Yorgo eski bir futbolcuydu. Daha once Elpis kulubunde top oynamisti. Hararetle bir seyler anlatiyordu.

-Bilmeyorsunuz neredeyse her gece her sabah gun agirmadan gondereyorlar...

.........

Ingiliz mufrezesi komutani rolanti ile calisan balikci teknesiyle birlikte ates emrini verdi. Eger Rum ispiyoncunun dedigi gibi anlatilanlar gercekse gonderilen silah ve muhimmat ile ilgili General Harrington’un kendisine yapacaklarini dusundu...

- Ates kacirmayin tekneyi!...

Nevzat kaptan hazirdi oyle kolay pes etmek yoktu... Anadolu bu silahlari bu muhhimmati bekliyordu...

-Davranin be gavurun soyu size teslim olan sizin gibi olsun!...

Mustafa Bey’le Refik Bey daha caylarindan ilk yudumu almislardi. Silah sesleriyle irkildiler. Ilk ses yasca buyuk Mustafa Bey’den geldi.

-Davran be Refik bunlar bizimkilere baskin veriyor.

-Vatan yolunda olmeyen namerttir be agabey. Gelecekleri varsa gorecekleri var...Gelin ulan eceline susamis itler dunyaca bir olunda gelin...

Ingiliz mufrezesi Dereagzindan gelen sesler uzerine ateslerini o yone kaydirdi.

Gunes dogdugunda Fenerbahce ikinci takiminda top oynamis bu iki insan bir vatanin kurtulus mucadelesinde olen binlerce sehidin arasina katilmislardi. Ingilizler onlarin olu bedenlerine saskinlikla ve hayretle bakiyorlardi. Cunku bu iki insanin cansiz bedenlerinden bile yuzlerindeki gorevlerini yapmanin verdigi gururla direnisin timsali gulumsemelerini silinmemisti.

Onlar sahadet mertebesine ermislerdi fakat canlariyla gonderdikleri silahlar Nevzat kaptanla birlikte Anadoluya “Istiklal Yolu” na, bir milletin onur mucadelesine esaretten kurtulusuna dogru yol aliyordu.

Yalan Söyleyen Tarih Utansın... (3)

General Harrington bu olay uzerine kararini verdi....Fenerbahce kapatilacakti.... Vataninin isgaline direnen bu klup artik bir spor klubu olarak degerlendirelemezdi. Osmanli hukumetinin vatan haini, kafir ilan ettigi hatta o ve onun yandaslarinin idamina Padisah fermani, din dusmani olduklarina Seyhulislam’in fetva verdigi Anadolu hareketinin basi M.Kemalin destekledigi Kemalist bir hareketin destekcisi bir kluptu bu... Fenerbahce Kemalist’ti ve derhal geregi yapilmaliydi. Yani kapatilmaliydi.

Nitekim 3 mayis 1918 de Mustafa Kemal Fenerbahce Spor Klubunu ziyaret etmis ve arkadasi Sabri Toprak Beyle Fenebahcenin ileri gelenleri bir odaya kapanmis saatlerce gorusmuslerdi. Simdi o gorusmede neler gorusuldugu ortaya cikiyordu.

Nitekim Mustafa Kemal bu klubu ziyareti esnasinda seref defterine "Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-i takdir olmus bulunan asari mesaisini isitmis ve bu Kulübü ziyaret ve erbab-i himmeti tebrik etmeyi vazife edinmistim. Bu vazifenin ifasi ancak bugün müyesser olabilmistir.Takdirat ve tebrikatimi buraya kayd ile mübahiyim. " satirlarini da dusmustu. Artik Mustafa Kemalle Fenerbahce klubun arasindaki gizli iliski inkar edilemez bir gercekti.

Hele son olay Fenerbahcenin Kemalist olusunu oyle ispat etmisti ki Fenerbahce resmen klup binasinda isgal kuvvetleri baskinina direnis gostermis sehit vermisti...Fenerbahce artik bir spor klubunu degil bir direnisi, bir isyani, bir milletin kurtulus mucadelesini temsil ediyordu.

General Harrington’un ici icini yiyordu. Artik son olay bardagi tasirmisti. Kendisi de futbolu cok seviyordu ama Fenerbahce artik bir futbol klubu degildi. Anadoluya asker gonderiyorlar silah kaciriyorlar ve mevcut mutareke andlasma kurallarina uymayarak sanki Anadolu da ki isyanci Kuvay-i Milliye’cilerin Istanbul subesi gibi calisyordu.

1920 yilinin haziran ayidir, Tegmen Miller ve emrindeki mufreze klup binasini detayli bir sekilde ararlar ve herhangi bir silah ve muhimmat bulamadiklari halde klubu muhurlerler... Tegmen Miller’in Omer Nazim Bey’in eline verdigi belgede kulubun kapatilmasi gerekceleri soyle siralaniyordu.

1. Fenerbahce Spor Klubu , İttihad ve Terakki Firkasinin bir subesi olup, spor maskesi altinda siyasi faaliyette bulunmaktadir.

2. Fenerbahce Spor Klubu muttefik kuvvetlere karsi dusmanca duygular beslemekte ve bunlari her firsatta ifade edip, ahaliyi kiskirtmaktadir.

3. Fenerbahce Spor Klubunde yuvalanan bazi kisiler, Anadoluda ki asilere silah ve muhimmat sevketmektedir.

4. Yukaridaki sayilan nedenler ve gorulen luzum uzerine Fenerbahce Spor Klubu suresiz olarak kapatilmis ve azalari her turlu sosyal faaliyetten men edilmistir.

Istanbul ve civari isgal ordulari kumandani General Harrington

Ne tuhaf Talat Pasanin devlet takimi Altinordusuna vatanseverlikle karsi koyan Fenerbahce simdi Ittihad ve Terakki Firkasinin bir subesi olmakla suclaniyordu. Aslinda o yillarda Mustafa Kemal’e eski bir Ittihadci gozuyle bakan sadece General Harrington olmadigi icin bu hataya dusmesi normal karsilanabilir. Bu arada Sabri Toprak Bey’de isgal kuvvetleri tarafindan Malta’ya suruluyordu.

Esirdi Istanbul, sokaklarda dolasan yillarca o cephe senin bu cephe benim dolasmis eski askerler, evlatlarini, kocalarini sehit vermis kadinlar ve halkin cektigi aclik sefaletin ustune bir de isgal ordularinin askerlerinin yaptigi turlu hakaretler, eziyetler, tacizler. Kara bir havaydi yasanan goz pinarlari kurumus artik gozlerden yas gelmiyordu sadece yurekler kan agliyordu.

Kimsenin sesini cikaracak hali yoktu. Halk gordugu zulum karsisinda sessiz kaderini kabullenmis halde bekliyordu. Iste bu ortamda Fenerbahcenin kapatilmasi o sessiz ve sefalet icindeki Istanbul halki tarafindan buyuk bir tepkiyle karsilaniyordu.


General Harrington bu ise cok sasiriyor ve yaverine”Bu insanlarin memleketlerine girdik seslerini cikarmadilar, baskentlerini isgal ettik seslerini cikarmadilar ama bir futbol takimini kapattik verdikleri tepkiye bak “diyordu. Oysa bu daha baslangicti. Yillar sonra kendi adini tasiyan kupayi verirken elleri titreyecekti.

Bilmiyordu General Harrington Fenerbahce bir futbol takimi degildi. Bilmiyordu o esir halkin tek tesellisi Fenerbahceydi. O zulum cizmeleri altinda ezdikleri Istanbulun Fenerbahceden baska nesi vardi.

Oyle kolay degildi Fenerbahceyi kapatmak kulubun ileri gelenleri Burhan Asaf’in baskanliginda bu kapatma kararina boyun egmeyecek ve 30 kisilik “Muessesan Heyeti” kurarak faaliyetlerini surdurecekti.

Gordugu baski ve tepki karsisinda dayanamayan General 2 ay sonra kulubu aciyordu. Kapatamamisti bu kulubu kapatamayacakti.

Yalan Söyleyen Tarih Utansın... (4)

Mustafa ELKATİPZADE İstanbul’un bütün mahallelerini tek tek dolaşıyordu. İstanbul’un nemli havasına bir de yaz sıcağı eklenmiş kan ter içinde o mahalle maçlarını seyrediyor. Eğer güzel oynayan bir çocuk varsa hemen adını alıyordu. Neredeyse 1 aydır bütün mahallelerde yapılan mahalle maçlarına gitmiş ya da organize etmişti. En çok da şu zayıf sıska ama bıçkın delikanlı duran Zeki Rıza (SPOREL) denen çocuğu beğenmişti. O günde yorgun argın Kuşdilinde ki beyaz ahşap binaya döndüğünde Hulusi Beyle (KEZRAK) karşılaştı.

“Tamamdır Hulusi Bey Fenerbahçe’nin ikinci takımını da kurduk. Artık bu çocuklar sayesinde Fenerbahçe hiç topçusuz kalmayacak iyi oynarlarsa ağabeylerinin yerlerini alırlar böyle de sürer bu iş.”

Talat Paşa’nın 1914 yılında Progres’ in ismini değiştirerek Altınordu’ yu desteklemesi İstanbul’daki aydınların ve saltanat dalkavuklarının en sevdiği spor dalı haline sokmuştu futbolu...

Nitekim herkes cepheye gönderilirken Altınordulu futbolcular askerliklerini İstanbul’da yapıyor cepheye gitmiyorlar cuma günleri eşofmanlarını giyip maçlara çıkıyorlardı çünkü Altınordu bir devlet takımıydı. Ne tuhaftır ki devlet takımı olarak görülen desteklenen Altınordu’nun karşısında başarısız olduğu ezildiği tek takım vardı Fenerbahçe...

Fenerbahçe’nin 1914 ve 1915 yıllarında üst üste şampiyon olması Talat Paşa’nın Fenerbahçeli futbolculara el atmasına neden olmuştu. Nitekim 1916 yılında Otomobil Nuri ve altı arkadaşı Fenerbahçe'den ayrıldılar.

Nuri varlıklı bir ailenin çocuğuydu ve askere gitmek istememiş. Fenerbahçe Yönetimi ise Nuri’ye “Sen de herkes gibi düşmanla savaşacaksın” demişti.

Nuri askerlikten kaçamayacağını anlayınca Fenerbahçe Yönetimini tehdit etmiş “Eğer biraz daha üstüme gelirseniz Altınordu’ya giderim. Ben gidersem birçok kişiyi de beraberimde götürürüm.” demişti.

Daha sonra İşgal kuvvetleri tarafından Malta adasına sürgüne gönderilecek olan Fenerbahçe Başkanı M.Sabri Bey (TOPRAK) hiddetle masaya yumruğunu vurmuş ve öfkelenerek "Haddini bil, Efendi... Fenerbahçe’de senin gibi başka bir vatan haini bulamazsın. Çabuk bu kulüpten defol! " demişti.

Ne yazık ki o sene ki şampiyon takımdan 6 futbolcu daha Altınordu’ya geçmişti... Ve onlar giderken Fenerbahçe Kaptanı Galip Bey (KULAKSIZOĞLU) gidenlere “Ne siz, ne de sizlerin paşaları bu kulübü yıkamayacak! Sizler ve sizler gibilerin üç kuruşluk menfaate eğilen karakterleri ile bu kulüp yaşayacaksa ölsün daha iyi. Ağabeylerimiz ve bizler, bu kulübü sizin gibi alçaklara payanda olsun diye kurmadık. Haydi, simdi gidin ve askerliğinizi Altınordu'nun gölgesinde, saray masalarında yapın. Bu vatan bizimdir, Altınordu sizin olsun..." demişti.

Ne yazık ki Fenerbahçe A takımı eksik kalmıştı. İşte A takım maçlara tam kadro çıkabilmek için mecburen Mustafa ELKATİPZADE’nin o mahalle aralarında tek tek dolaşarak mahalle maçlarında bulupta kurduğu B takımından iki futbolcusunu A takıma almıştı. Bu iki oyuncunun adı Zeki Rıza ve Alaaddin’dir.

İlk maç günü geldiğinde belki de en rahat olanlardan biri Mustafa ELKATİPZADE Beydi. Karşılarındaki takım Üsküdar Anadoluydu ve Kulübün Başkanı ile takım Kaptanı Rahmetli Gazeteci Burhan Beydi (FELEK) . Burhan Bey yine her zamanki gibi dört ayaklı fotoğraf makinesini yanında getirmişti. Her gittiği yerde fotoğraf çekmesi ile ünlü Burhan Bey maçtan önce de hatıra olsun diye Fenerbahçe’nin fotoğrafını çekmek ister. O esnada Zeki Rıza’yı görünce vazgeçer ve düştüğü duruma da çok kızar. “Ben çoluk çocuğun fotoğrafını çekmem” der. Maç başlar ve Fenerbahçe sahadan 7-0 galip ayrılır.

Ne tesadüftür ki maçta ki 7 golün 4 nü çoluk çocuk diye fotoğrafı bile çekilmeyen Fenerbahçeli Zeki Rıza atmıştır.