Cuma, Şubat 02, 2007

İki stad, tek yürek...






Yıl 2000 Ankara Fenerbahçeliler evinde şifreli kanalda maç izliyoruz. Antep deplasmanın da Fenerbahçe ve Fenerbahçe taraftarının olduğu bölüm çoşmuş. Yanıyor Fenerbahçe tribünü… Gururla 1980 li yıllarda lise-üniversite çağlarında bizim yaşadığımız ve şimdi kardeşlerimizin yaşattığı tribünü gözlerimiz geçmişe dala dala seyrediyoruz. Bir pankart var tribünün orta yerinde “www.fenerlist.org”. Ve Fenerbahçe yeniliyor ama Fenerbahçe tribünü susmuyor.

İnternet o zaman bizim içinde yeni bir şey sağdan soldan bulduğumuz paket şifreleriyle 10-15 kişi aynı paketten bağlanıyoruz. Kafamızda o zaman bir de “İnternet şifresine para mı vereceğiz. Zaten telefon parası ödüyoruz ya” var. Hotmail’den mail adreslerimiz var, bir de unutmadan alta vista en iyi arama motoru o zaman. Arama motoruna Fenerbahçe deyince de o adres çıkıyor. Tabi adresi görünce “Helal olsun be Fenerbahçe internet te web siteside yapmış” diyoruz. Sonra siteye girince durum farklı ve “Ula bu ne ola ki” diyoruz. Üye olmanın imkanı yok. İlla da paralı mail adresi veya referans. Üye sayısı yer alıyor o zaman sitede toplasan 300 küsur kişi. Ulan bu zenginler grubu yine ele almışlar Fenerbahçeliliği bizi dışlamışlar diyoruz. Ve için için kızıyoruz tabi ki… O zaman internet pahalı paketi pahalı dolayısıyla paralı mail adresi de alamıyoruz kısacası olamıyoruz bir türlü üye…Bu arada bir de antu.com var. İşte kanımızın kaynadığı bir site ne ararsan var bu sitede de güzel fotoğraf şarkı falan ama bir de onları yükleyebilsen veya indirebilsen. Zırt pırt kesiliyor hat hadi bir daha saatlerce bağlan tonla fatura parası…

Bu arada yıllar sonra Fenerbahçe almış başını gidiyor. Lig de ezeli rakibiyle kafa kafaya çekişiyor. O meşhur Rize maçı geliyor. Takım Rize’de berabere kalmış puan farkı falan kapanmış. Ezeli rakip üfürmelerle 4 sene üst üste şampiyon olmuş. Şampiyonlar liginde Chealse’den 5 (beş) yeyip UEFA’ya kalmış. Sonra UEFA’yı falan almış. Sorduğunuz zaman geçen sene UEFA’yı kim aldı diye bilmeyen, bilemeyen insanlar. Her iki lafın başı UEFA kupasını aldık ya artık biz şöyle tanınıyoruz böyle tanınıyoruz edebiyatlarında… Spor programlarında bu puan kaybının Fenerbahçe’yi ligden uzaklaştıracağını ve sanki bulunmaz hint kumaşı olan ezeli rakibin çok rahat Şampiyon olacağını falan söylüyor. İşte tam o gece yarısından sonraki haberleri seyrediyoruz. Bir son dakika haberi. Sabiha Gökçen yanıyor. Fenerbahçe taraftarı Rize ‘de berabere kalan takımını havalanın da çiçeklerle, meşalelerle karşıladı. Görüntüler de yine o pankart “http://www.fenerlist.org”/

Eh artık bizim için şart oldu. Böylesine büyük yürekli ve takımına her zaman her koşulda inanan Fenerbahçelileri tanımak. Neyse birilerini buluyoruz fenerlist’e üye oluyoruz ama sorun biz İstanbul da değiliz ki o sıralar Ankara’dayız. Bir şekilde ankarafenerlist’i buluyoruz ve Gaziantep maçını İstanbul’a gitmeyenlerinin Ankara Başkent sinemasında seyredeceklerini öğreniyoruz. Gidiyoruz sığışıyoruz yanlarına usulca bu arada millet bizi tanımadığı için soruyor “Forumdan mı?” Bizse artık onlardan biriyiz ya gururla cevaplıyoruz “Yok fenerlistten” diyoruz. “Hoş geldiniz” diyorlar bu arada “antu.com” asıl işlevinin öyle fotoğraf şarkı falan değil bir forum olduğunu falan da öğreniyoruz.

Neyse maç başlıyor ve Antep “3-0” öne geçiyor. Bakıyorum hiçbiri küfretmiyor. Hiçbiri beddua etmiyor futbolcusuna takımına… Bir kız çocuğu var en önde sessiz sessiz ağlıyor. Normal kahvehane insanı gibi değiller farklılar. Neredeyse bir aile ortamındalar. Sonra biri kalkıyor “Ben internet kafeye gidiyorum ağabey foruma topik açacağım” diyor. Ne yazacaksın diyorlar. “İnanıyorum biz bu maçı alacağız” diyor. Harbiden normal değiller. Devre arası yorumculara bağlanırken tribünlerden gelen sese eşlik etmeye tezahürat yapmaya başlıyorlar belki onlardan daha fazla bağırıyorlar. “Bizler inandık sizde inanın”. Biz de kendimizden geçiyoruz katılıyoruz bu çoşkuya. O an inanıyoruz. O sahadaki 11 adam sesimizi duymasalarda, bizi görmeselerde, yüreklerimizi duyacaklar.

Maç Başlıyor arka arkaya geliyor goller. Ve nihayet spiker ölene kadar unutmayacağım o cümleyi haykırıyor. “Rapaiç atıyor 4 oluyor sayın seyirciler. Ve Rapaiç atıyor 4 oluyor.

Düşünün şampiyonluk mücadelesi verdiğiniz takımın herkes yanında. Federasyonu, siyasetçisi, yorumcusu, gazetecisi… Ama siz bütün bunlara karşı yine de sadece sevdanıza inanarak mücadele ediyorsunuz. Çünkü sizde onlarda olmayan bir şey var Fenerbahçe’ye sevdalı yüreğiniz. Bir Fenerbahçelinin Fenerbahçe’yi seven yürekleri yoksa hiçbir zaman, hiçbir şeyleri olamazdı.

O sene bütün her şeye rağmen biz Şampiyon olduk bu birliktelik, bu heyecan, bu inanmışlık ve bu çoşku bize Şampiyonluğu getirdi. Şimdi hala o 300 kişiden kimler kaldı bilmiyorum açıkçası ama bildiğim bir tek şey var. O zaman 300-500 kişiydik oysa şimdi. Biz bu Şampiyonluğu yine taraftarlığımızla alırız yeter ki hepimiz yüreğimizle inanalım.

Antuda bir topik var.
En büyük ceza "birlikteliğimiz"tarafsız saha maçında stada dev ekran.Biletli seyirci. Geçen sene Şampiyonluğumuzu çalanlara, çocuklarımızın hayallerini yıkanlara bu sene de aynı senaryoyu tezgahlayanlara en güzel cevaptır. Biz bu zaferi daha önce hep birlikte kazandığımızı gördük, yaşadık. Yine kazanırız. Yeter ki İnanın...

Hiç yorum yok: