Pazartesi, Temmuz 10, 2006

Artık düşünmüyorum.

Söylenememiş sözler kalmasın dilimizde. Daha o sahaya çıkmadan inananlar-inanmayanlar türküleri arasına sıkışıp kalmışız. Sorular üşüşüp duruyor beynime kime inanmıyorsun sevdana mı? Kavganın öteki tarafına mı? Ya neye inanıyorsun sevdana mı? İnsan inanmadığı bir şeye nasıl sevdalanır ki? Ne ötesi var kavramların ne de berisi.

Kapa gözlerini bir nefes al ve düşün diyorum.

O sahaya çıkmadan önceki heyecanımızı düşün. Tribünlerde ki o sarı lacivert kokumuzu düşün. Sarı laciverde bürünmüş çocuklarımızı düşün. Şarkılarımızı türkülerimizi omuz omuza halaylarımızı düşün. Hani, hadi be… Hadi be gol gol deyişlerimizi ve atılan bir gol sonrası akan sevinç gözyaşlarımızı… Kaybedilen kupadan sonra yüreğimizdeki acıyı düşün ya giden şampiyonluğumuza yıkılışımızı o an dünyanın sonunu görüşümüzü düşün.

Fenerbahçeliyim dememizin gururunu düşün. Dilenenlerden değil direnenlerden olmamızın bize verdiği doyumsuz onuru düşün. Hiçbir kulübe yaltaklanmadan yalnızlığımızda ki büyüklüğümüzü düşün. Tek başına bütün dünyaya meydan okuyuşunla, dimdik kafa tutuşunla, o asil duruşunla düşün.

Onunla yaşadığın sadece şenlikleri değil acıları da düşün. Hiçbir zaman anlamamışımdır bir şeyi olduğu gibi kabul edemezsen nasıl sevdalanırsın, nasıl bağlanırsın. Gözü karartmadıktan sonra ne kadar büyük olur ki sevda… Sadece güzellikleri paylaştıktan sonra sevginin ne anlamı var ki onunla acıları ortak yaşamadıkça…

Nasıl anlatırsam anlatayım, biliyorum ki birçokları tarafından anlaşılsam da anlaşılmazlıktan gelineceğim. Çok da önemli değil aslında anlaşılmak veya anlaşılmamak çünkü her şey yavan her şey boş her şey tarifsiz “Fenerbahçe” denilen kelimenin yanında… İçinde geçtiği her cümle yüklemsiz tümce. Her sıfat sönük, her isim anlamsız.

Bir de içinizde büyüttüğünüz duyguları düşünün. İçinizde kopan fırtınaları, ona söylemek istediklerinizi ama söyleyemediklerinizi. Ona yapılan haksızlıklara büyüttüğünüz öfkenizi düşünün. Yüreğinizde kabaran isyanı düşünün. Üstünüze yıkılan karabasanları düşünün. Çocuklarınızın ve sizin hayallerinizi çalanlara duyduğunuz nefreti düşünün.

Söz veriyorum. Bu sene son dakikaya kadar Fenerbahçe’nin yanında olacağım. Bu yolda düşenlere bakmayacağım. Sevdasına kavgalıları okumayacağım. Kavgasına sevdalılarla olacağım. Küsmeyeceğim. Darılmayacağım. Gücenmeyeceğim.

Yüreğimde sevdan öyle cayır cayır bir yangın ki sene sonunda küme düşsen de kapına kilit vurulsa da bana kaç yazar be… Ben seni adam gibi sevmişim.

Şimdi “Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin” diyen şair gibi “Biz de Fenerbahçe sevdasından başka bir şey yazamamışız.” Çünkü artık çok ama çok özlemişiz sevdiğimizi üstelik iyisiyle, kötüsüyle delikanlı gibi...

Bir bildirinin slogan olan son cümlesine benzemiş sözümüz “Bu sene ya bizimle Fenerbahçe’ye sadece desteksin ya da biz sensiz, Fenerbahçe gibi tek başına…”

Hiç yorum yok: