Pazar, Temmuz 09, 2006

Viva Zico! Gerisi lafı güzaf...


Fenerbahçe’nin hocası Zico olmuş. Herkeste bir merak, bir karamsarlık, bir acaba sorusu… Yok, kariyerinden dem vuranlar. Yok, bizi bugünden daha ileriye götüremez diyenler. İşin ilginç yanı bunları söyleyenlerin bir çoğunun yapanların zamanında “Kim gelse Daum’dan iyidir veya Daum yetersizdir diyenlerin” olması… Siz yeni hoca geldiğinde de beğenmeyeceksiniz “Biz Daum gitsin dedik ama bunu da istemedik diyeceksiniz” dediğimiz içinde bizi önyargı falcılıkla suçlayanların olması. Neyse zaman yine bizi haklı çıkarsa da konumuz o değil

Zaten deprem cumhuriyetlerinin klasik özelliği ilk önce depremin kafalarda ve tribünde yaşanması… Başladık işte kafaları bulandırmaya, hallaç pamuğu gibi dağıtmaya, karıştırmaya… Öyle ya kim uğraşacak şimdi, tutacaksın 2002 Dünya Kupasında ki Japonya’nın maçlarını seyredeceksin, sonra Zico Japonya milli takımının başına geldikten sonra Asya Kupasını kazandıkları maçlarını, Dünya Kupası eleme grubu maçlarını sonra 2006 Dünya Kupası maçlarını seyredeceksin. Oynayan oyunculara bakacaksın, Zico hangi tip oyunculara ağırlık veriyor. Oyun sisteminde ne gibi değişikler yapıyor. Takımda sürekli oynattığı oyuncuların karakteristikleri neler? Hangi durumda ve dakika da oyuncu değiştiriyor? Oyuna nasıl müdahale etmiş? Aman be ya kim yapacak şimdi bunları hem nereden bulacaksın o kadar maçın görüntülerini değil mi ya? Nasıl olsa AmigDala veya löwekursleiter gibi bazı uçuk tipler var ya hani antuda nasıl olsa onlar yapar bu işleri yapar işte birileri eh o bilgilerde derlenir toparlanır işte… Hani Sevgili dostlarıma böyle deyince de şu forumda inandıkları uğruna verdikleri mücadele aklımıza bir türküyü getiriyor “Teslim olmayalım Halil’im, Aman kurşun saçalım”… Ya da yaz gitsin “Yüzüncü yılda fiyasko, beklentilerimiz karşılanmadı” falan filan işte…

Ayıp olmasın Zico hakkında birkaç kelime dökeyim bari diyeceksen en iyisi arama motorlarına girmek işte Zico yazıp biraz bilgi toplamak. Hadi rastgele diyorsun basıyorsun tuşlara… Amaninnnn! O ne... Google’da çıkan rakam 3,910,000 sayfa, şimdi kim okuyacak bunca sayfayı hem çoğu Japonca falan bir de dil lazım yani… Yaz gitsin” Zico Fenerbahçeli’nin beklediği hoca değildi.” Yaz gitsin “Biz kariyersiz hoca istemiyoruz.” Böylesi daha kolay daha değerli çünkü…

Şimdi kim uğraşacak Fenerbahçe’nin son 15 yıldır Alman-Brezilya ekolü birleşik 4-4-2 oynamak için uğraştığını gelen giden hocaların bu konuda neler yaptığını incelemekle… Kim uğraşacak Zico’nun Japonya’yı 3-5-2 den alıp 4-4-2 sistemine geçirdiğini ve bunu yaparken de Scolari veya Parreria’nın Brezilya’ları gibi defansif, dünyanın en büyük yıldızları ile ve oynattıkları çirkin futbolla değil, gerçekten göze hoş gelen ve çoğu yıldız olmayan futbolcuyla ve de genç oyuncularla hücuma dayalı bir sistemde oynattığını araştırmakla…

Taraftar olarak eski futbolcu artığı yorumları o kadar kanıksadık ki artık bizde onlar gibi olduk fosilleştik, dinozorlaştık… Her ne kadar ben demiştim demesini çok sevsem de futbolu çok iyi bildiğimi iddia etme gibi bir lüksüm yok tabi ki… Köşelerinde millet türlü takımlara taraf olup eleştiri veya methiyeler düzerken ben Sevgili dostum Gamze Hocama ikinci turdan itibaren hangi takım sonuç ne olursa olsun her maç ertesi finali İtalya-Fransa oynar demişim… Şimdi benim için ne kadar geçerli Dünya Kupası ile ilgili dinlediğim okuduğum onca yorum. Sonuç değişmemiş ki şimdi hepsi boş laf kalmış işte… Zico ile ilgili yapılan bir çok yorumda işte şimdi böyle kafa karıştırmaktan öte bişi değil...

Görünen köye kılavuz istemez futbolda. Üstelik futbolda sürprizi yapan hoca da değildir. Hakemdir, oyuncudur, taraftardır. 1982 yılında futbola 4-4-2 nin sürgüsünü hediye eden İtalyanlar şimdi 2006’da 4-4-2 nin kendi sahasında pres yapmadan alan daraltmayla ve bir sustalı şeklinde defanstan ileri çıkardıkları oyuncularla sonuca gitmeleri bana göre bu yeni sistemleriyle kupayı kaldıracaklarının en büyük işareti…

Nerede kalmıştık. Scolari, Parreira falan diyorduk değil mi? Madem Fenerbahçe’min hocası şimdi Viva Zico! Arkadaş… Çünkü diğerleri şimdi benim pabuçlarımın hocası…

Hiç yorum yok: